İnsanlık tarihi boyunca savaşlar ve çatışmalar, yıkım ve acıyı beraberinde getirmiştir. Ancak, modern silah teknolojisinin gelişmesiyle birlikte, savaşların ve çatışmaların yıkıcı etkileri daha da artmıştır. Bu bağlamda, ölüm makinaları olarak adlandırılabilecek silahlar ve uçaklar, insanlık için büyük bir tehdit oluşturmaktadır.
İnsan olmanın temel bir parçası olan yaşam hakkı, en önemli temel haklardan biridir. Bu hak, herhangi bir tanrıya veya dine inananlar ile inanmayanlar arasında fark gözetmeksizin herkes için geçerlidir. İslam’dan Hristiyanlığa ve Yahudiliğe kadar birçok dini metinde insan öldürmenin haksız olduğu vurgulanmıştır. Dinlerin öğretilerine göre, bir kişiyi öldürmek tüm insanlığı öldürmekle eşdeğerdir. Ayrıca, dinlere inanmayan veya tanrıya inanmayanlar genellikle insan öldürmeyi etik olarak yanlış görürler ve insan hayatının değerini koruma çabalarıyla ilişkilendirirler.
İslam dininde Maide Suresi’nde, “Kim, bir insanı haksız yere öldürürse, o sanki bütün insanları öldürmüştür.”
Kitâb-ı Mukaddes’te yer almamakta fakat Mişna’da (Sanhedrin, IV/5), “İsrâil’den tek bir kişiyi öldürenin bütün ırkı öldürmüş gibi cezalandırılacağı ve İsrâil’den tek bir kişiyi koruyanın Allah’ın kitabına göre bütün dünyayı korumuş sayılacağı şeklinde bir ibare bulunmaktadır. Tora’da da “öldürmeyeceksin” gibi bir emir bulunur.
Hristiyanlıkta, genel olarak Tanrı’nın emirlerinde “öldürmeyeceksin” şeklinde ifade edilen bir emir bulunur. İsa’nın öğretileri de genellikle barışçıl ve affedicidir.
Dinlere inanmayan veya tanrıya inanmayanlar genellikle insan öldürmeyi etik olarak yanlış görürler.
Ülkeler arasındaki silahlanma yarışı, dünya barışını tehdit eden bir kısır döngü oluşturmuştur. Gelişmiş silahlar ve uçaklar, devletler arasındaki gerilimi artırırken, dünya genelinde milyonlarca insanın temel ihtiyaçlarına erişim imkanı yoktur, içme suyu erişimi ve evi olmayan milyonlarca insan vardır. Silahlanma yarışı, insani duygularla bağdaşmayan bir paradokstur.
Türk Ceza Kanunu’nun 82/1-bendi, Canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürmenin ve T.C.K. 82/1-c bendi, Yangın, su baskını, tahrip, batırma veya bombalama ya da nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanmak suretiyle öldürülmenin cezası “ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıdır. İdam cezası kalkmadan önce idam cezası idi.
Ölüm Makineleri ile kitle halinde insan öldürmek konusunda uluslar arası sözleşmeler ile yasak getirilmelidir. Buna karar verenleri azmettirenlerin devlet yöneticilerinin ve fiili asli fail olarak işleyenlerin de cezası asgari TCK’daki nitelikli insan öldürme gibi değerlendirilmelidir.
Ölüm makinaları olarak adlandırılabilecek en tehlikeli silahlar ve uçaklar, nükleer silahlar, kimyasal ve biyolojik silahlar büyük ölçekli yıkıma ve insan kaybına yol açabilirler. Bu tür silahların üretimi ve kullanımı uluslararası anlaşmalarla yasaklanmalı ve bu anlaşmalara uymayan ülkeler ağır yaptırımlara tabi tutulmalıdır. Ayrıca, silah üretimine harcanan kaynakların, açlık, yoksulluk ve temel insan ihtiyaçlarının karşılanmasına yönlendirilmesi gerekmektedir.
İnsan hakları savunucularına, barış gönüllülerine, Uluslararası vicdani ret örgütlerine ve sivil toplum örgütlerine, savaş karşıtlarına, yardımseverlere, duyarlı tüm insanlara önemli görevler düşmektedir. Açlıkla mücadeleye paralel olarak ölüm makinelerine de savaş açılmalı, yaşam haklarını, özgürlüklerini korumak için bir araya gelinmelidirler. Özellikle en büyük silah üreticileri olan ülkelerde başta A.B.D. olmak üzere vicdani ret dernekleri, örgütleri kurulmalı ve silah yarışına derhal son verilmeli ve konvansiyonel silahların da belirli bir zaman diliminde tamamen durdurulması amaçlanmalıdır. Bu silahların kullanılarak insanların öldürülmesi, bu konuda kararalar alınması nitelikli insan öldürme suçu sayılmalı, bu konuda uluslar arası sözleşmeler imzalanmalıdır.
Sonuç olarak, ölüm makinalarına karşı mücadele, insanlığın ortak sorumluluğudur. Bu silahların üretimi ve kullanımı durdurulmalı, uluslararası barış ve güvenliğin korunması için daha etkili önlemler alınmalıdır. Ancak bu şekilde, dünya barışı ve insanlığın geleceği için bir adım atılabilir.