Kendilerini ‘’demokrat aydınlar’’ olarak niteleyen solcular ile bazı Kemalistler 12 Eylül rejiminin Türkiye toplumunu depolitize ettiğini (politikaya ilgisizleştirdiğini) ileri sürerler. Bu sözde büyük bir doğruluk payı vardır. Doğrudur çünkü ister 12 Eylül rejiminin baskıcı uygulamaları yüzünden olsun, ister başka bir sebepten ileri gelsin, Türkiye’de öteden beri halk kitlelerinde siyasete karşı…
Demokrasi
-
-
Türkiye’nin cumhuriyete, demokrasiye, çok partili siyasi rejime geçişi halkın güçlü talebinin ve mücadelesinin bir sonucu değildir. Bu tercihler, Türkiye devletinin elitlerinin masa başında aldıkları kararların meclis onayı ile ilan edilmesi ile hayata geçmiştir. Halk iradesinin tecellisi olarak kabul edilmediği için de cumhuriyet tarihinin hiçbir döneminde demokrasi ve hukuk devleti anlayışı…
-
Son yıllarda toplumun farklı kesimlerinde giderek keskinleşen zıt tavırlar, derinleşen kutuplaşmanın bir yansımasıdır. Toplumsal katmanlar arasındaki bu uçurum, entelektüel bakış açısının eksikliğiyle birleşince, sorunları çözmekte büyük zorluklar yaşıyoruz. Entelektüellerin rolü, bu tür zıtlaşmaların ortasında daha da önem kazanıyor. Ancak ne yazık ki, toplumsal meselelerde rasyonel ve eleştirel düşünce yerine, dogmatik…
-
Köşe Yazıları
Ne ‘’Hukuksuz Demokrasi’’ Ne de ‘’Demokrasisiz Hukuk’’
by Mustafa Erdoğan 31 Ağustos 2024Malum, Abraham Lincoln ünlü Gettysburg Nutku’nda (1863) demokrasiden kısaca ‘’halkın halk tarafından halk için yönetimi’’ (‘’government of the people, by the people, for the people’’) olarak söz etmişti. Bu ifadeyi bir demokrasi tanımı olarak görmek alışıldık bir tutum ise de, bu sözde demokrasinin gerçekte ne olduğu hakkındaki tek anlamlı ibare ‘’halk tarafından…
-
Günümüzde siyasî partiler ‘’demokratik siyasî hayatın vazgeçilmez unsurları’’ olarak görülmektedirler. Bunun temel nedeni, modern demokrasilerin doğrudan-demokratik değil de temsilî rejimler olmalarıdır. Temsilî demokrasilerde ise, tabiatıyla, yurttaşların siyasete katılımı esas olarak partiler aracılığıyla gerçekleşmektedir. Siyaset bilimi ve anayasa hukuku kitaplarında siyasî partilerin sosyo-politik sistem içinde yerine getirdikleri işlevlerin sayılıp açıklanması âdettendir.…
-
Bugün insanın hayrına, iyiliğine, mutluluğuna dair üretilen tüm bilgilerin kaynağı ilahi ve semavidir. Bu iddiamı ispatlamam mümkün olmayabilir ama dilimin döndüğü kadar izah etmeye çalışayım: İnsanlık maceramız Adem Peygamberle başlamıştır. Allah Kur’an’da, “Adem’e eşyanın bilgisini öğrettik” diye ifade buyurduktan sonra buna mebni olarak meleklerin ve cinlerin kendi emrine itaat ve…
-
Devleti yönetenlerden açıklama isteyen veya onların yanlış yaptıklarını sırf ima eden yurttaşların hemen gözaltına alınıp haklarında ceza soruşturması başlatıldığı bir ülkede yaşıyoruz. Özellikle de yürütme yetkisinin tek sahibi olan, dolayısıyla kamu işlerinin tedviriyle ilgili her şeyden birinci derecede sorumlu olan cumhurbaşkanına ‘’gözünün üstünde kaşın var’’ diyen herkesin hapse tıkılması için…
-
Demokrasinin ideal bir form olarak kabul edilmesine rağmen, çoğu zaman demokratik sistemlerin bazı olumsuzlukları vurgulanır. Özellikle çoğunluğun azınlık haklarını ihmal etmesi, yanıltıcı tezlerin kabul edilmesi ve hatta demokratik seçimlerle iktidara gelen liderlerin diktatörlük yoluna girmesi gibi sorunlar demokrasinin itibarını zedeleyebilir. Adolf Hitler’in Almanya ve Hugo Chávez’in Venezuela gibi örnekleri, demokrasinin…
-
Hür ve medenî bir toplum için hukukla demokrasi vazgeçilmez iki değerdir. Başka bir deyişle, aynı anda hem doğru anlamda hukuku hem de demokrasiyi yerleşik ve istikrarlı hale kavuşturamamış olan bir siyasî sistem medenî bir toplum hayatına imkân veremez. Sorun şu ki, bu iki siyasî ideal (hukuk ile demokrasi) her zaman…
-
Devlet yönetiminin halkın rıza ve onayına dayanmasından, ‘’demokrasi’’den filan sitayişle bahsetmemize bakmayın, aslında devletlerin varlığı biz yönetilenlerin istek ve irademizden bağımsızdır. Devletler ne sözleşmeci teorisyenlerin varsaydıkları gibi birer ‘’sosyal sözleşme’’yle, hatta ne de herhangi bir şekilde yönetilenlerin rızasıyla kurulmuşlardır. Devletler yönetilenler için birer emri vâki veya oldu-bitti olarak vardırlar. Yani…