Fosil cümlesinin Mecaz anlamı; Düşünce, yaşayış biçimi bakımından çağın gerisinde kalmış, örümcek kafalı, yeniliği kabul etmeyen, edemeyen kimselere söylenir.
Ayak takımı ise; Görgüsüzlükleri, bilgisizlikleri dolayısıyla toplum içinde, İşe yaramaz, bilgisiz, görgüsüz, kaba, serseri, eğitimsiz, düşük karakterde olan, asalak, şeref ve haysiyet bakımından düşük, toplumun en aşağılık tabakasını ifade eden kimselere denir.
Her kılığa girebilen ‘’ayak takımı çeteleri’’ bazen de mafya tarzı, takım elbise kombinleri ile parazit gibi dolaşırlar etrafta. Vatan, millet, bayrak söylemleri ile kendilerine yer edinip, halkın huzurunu bozmaya çalışarak.
Diğer bir tabirle ‘’kuklacıların kuklası’’ olmaya namzet, kirli işlerin müdavimi olmaya endekslenmiş. Birilerinin maşası, tetikçisi olmaya müsait, yasadışı olayların aranan adamları denebilinecek kişilerdir.
Toplumun çoğunluğu ayak takımı kavramının, yoksul olmakla bir ilgisi olmadığını bilir. Kötü hasletli (huylu) kişi ve gruplara söylenen bir söylem olduğunda mutabıktır çoğunluk.
Derin devlet fosilleri nerden geldi aklıma söyleyeyim bu ülkede doğmuş büyümüş biri olarak, yeni jargonlu kavramlara tanık olduk ‘’derin devlet’’ kavramı da bunlardan biri.
Yüksek rütbeli, devlet memurluklarına atanmış, bazı zatı muhterem şahıslar, birilerinden nefret etmiş, öfke kusmuş, bazı adamların, Devlet içinde ‘’derin devlet’’ gibi yasa dışı örgüt kurup, bu ülke vatandaşları üzerinde şımarıkça bir özgüvenle oynadıkları oyundur.
Oyun dediğime bakmayın çocukların oynadığı; su tabancalı, eğlenceli oyunlardan değil bu; kanlı, canlı, öldürmeli, katilli, korkutmalı, dövmeli, işkenceli, küfürlü, ağlatmalı bir oyun bu.
Bu oyun; ‘’derin devletçilik oyunu’’ sonrası da bizler yeni yeni kavramlar öğreniyorduk. Örneğin; ‘’faili meçhul cinayetler’’, bunlardan bir tanesi idi. işte bu oyun sonrası öldürmeli, dövmeli, işkenceli oyun sonrası. Allahın kulu, bir annenin evladı bu insanlara, bir mezarı bile çok gören bu kişiler kendilerince açtıkları çukurlara atıp, yakıp, yok etmişlerdir.
Derin devlet giller: ‘’üzerlerine vazife olmayan işleri, yasadışı yollar ile yapma hakkını kendinde görenler’’. Benim gibi bu ülkenin vatandaşı olan şahıslardır.
Şöyle denilse uygun olur: ‘’üzerine vazife olamayan işlere burnunu sokanlar’’ aymazlar, insanlara, farklıklara, saygı duymayanlar, nefret edenler, tahammül etmeyenler, devletin yasalarına rağmen, kendi vahşi kanunlarını izbelerinde uygulayanlar grubu.
Bu derin devlet takımının bazıları bir ara suçlu bulundu. Tv den takip ettiğimiz kadarıyla. Mahkemelerde ifade verdirildi ve cezalandırıldılar. Susup kenara çekildiler ta ki mevcut iktidarın onları miting meydanlarına davet etmesine kadar. 90’lı yıllar sıraya girmiş denildi, çoğu yazar- çizer takımınca.
Bu anlamda bu kadar vukuatlı şahısların milyonların karşısına muteber adamlarmış gibi sunulması benim aklıma bu ‘’fosillerin’’ fosile dönüşmüş kişilerin meydanlarda ne işi var? Yoksa yeniden mi derin devletçilik oyunu oynayacaklar? Bu bir korkutma, gözdağı mı diye düşüne kaldım.
Bu gibi derin şahısların, bir takım derin işleri de vardır. Bu işlerini en iyi kim yapar? Tabi ki ‘’Ayak takımı’’çetesi. Tanımını yukarıda yaptığım ‘’ayak takımı’’ hayata ve kendisine karşı herhangi bir iyimser ülküsü olmayan başıboş, aylak, cahil, kötü Kişiler olarak bilinir.
Kabadayı, mafya, çakal, korkunç kirli, kötü adam ayaklarıyla ellerine tutuşturulan dünyalık ile her türlü bozguncu eyleme hazırdırlar. Yeter ki efendileri emretsin. Onlar amadedirler. Nede olsa bu kirli işlerin karşılığında vatan, millet, Sakarya edebiyatıyla kendisine, çocuğuna aş, iş sağlar. belki neden olmasın.
Vatan, millet, bayrak ülküsünü kirli, nefret dolu, kanlı eylemlerine kullanıp, vatanı tekellerine alıp, diğer geri kalanı terörist gören, toplumu zehirleyen,’’ Ayak Takımı’’nın ağa babaları olan muhterisler, bilsinler ki yaptıkları yasadışı fiillerin cezasını hukuk, tarih, soyoloji affetmeyecektir.
Huzurlu, mutlu, müreffeh bir ülke olmak için şeffaf olunmalıdır. Halkı, toplumu düşman kutuplara ayırıp, nefretlere alet edilmemelidir. ‘’Derin devletçiliğe’’, ‘’aylak’’ pardon ‘’ayak takımına’’ hayır denilmelidir. İlgi duyanlara da haddi gösterilmelidir yasalar tarafından.
Silahla, değnekle, kavga gürültü ile hır gür çıkarmaya çalışan mafyavari söylemler ile öğüren, böğüren, magandalık yapan vandallara ve bunların ağalarına müsaade edilmemelidir.
Şöyle söylenir hep, ‘’bencil ve cahil vatandaşların varsa, bencil ve cahil siyasetçiler tarafından yönetilirsin’’ diye. Bencil cahil halkı eğitecek unsurlar; dürüst, önyargı katılmamış, tarafsız, eğitimle – eğitimciler. Siyasetle- siyasetçiler ile Hukuk ve yasaların toplumu birleştiren, bağlayan, olumlayan zihniyeti olacaktır.