Var ve Olmak
Biraz düşünen her insanın önüne gelen bir olgu,
Mevlâna, Yunus, Topçu,
Aristoteles, Kant, Beethoven, Zola, Heidegger, Wilde, …
Daha niceleri sormuşlar kendilerine “Var olmak nedir?” diye.
Yok olmak karşıtı!
Mevcut olma hali, bulunmak, kendi kendinin farkında olmak
Kendini bilmek, kendini gerçekleştirmek
Kalabalıklar içinde onlara karşı ben de varım diyebilmek
Tüm aklınla, bilincinle, kalbinle orada olmaktır.
Bilmek, bilinmek
Hissedilebilmek
Algılanmak
İncinmek
Istırap duyabilmek
İz bırakmak
Sorumluluk bilincine ermek
Düşünmek, hareket etmek, istemek ve sevmek
Sabretmek
Utanmak, pişman olmak
Duygu sahibi olmak
Merhametli ve emin olmaktır.
Bildiğin sınırları değiştirmek
Aklın ve ruhunun geliştiğini hissetmek
Evrenlere sığmamak
Erg denizlerinde yüzebilmek
Gidebildiğin kadar uzağa gitmek
İçindeki gerçekleri duymak
Kalbin derinliklerine inmek
Ruhundaki coşkuya ulaşmaktır.
Çevresinde olup bitenin farkında olmak
Evreni anlamlandırabilmek
Empati yapabilmek
Şefkatli ve güzel ahlaklı olmak
Hiç bitmeyen gelişim ve değişim içinde olmaktır.
Dosdoğru olmak
Omurgalı olmak
Haklıyı ve haksızı seçebilmek
Korkutulan yanlışlar ve dayatmaları görebilmek
Algılar karşısında kararlılık ile sahihin tarafında olmak
Bilen olmak, güven sunmak
Beklentileri sırtından atmak, iradeli ve güçlü olmaktır.
Ekosistemde var olan her şey kendi tarzları ile
Ben varım ve ben buradayım derken
Tüm varlıktan bu ses yükselirken
Ya cakasından geçilmeyen sen?
Doğmuşsun
Kalbin atıyor, nefes de alıyorsun
Etin, kemiğin var
Bir mük’ab da yer kaplıyorsun
Ancak!
Düşünme yeteneğini ve aklının sınırsızlığını göremiyorsun
Potansiyelini fark edemiyorsun
Özgün bir insan olmayı beceremiyorsun
Herkes gibi görünmeyi ve kolayca silinmeyi yeğliyorsun…
Dahası!
Senin için var olmak nasıl mümkün olsun?
Nefsinin azabına, hıncına ve hırsına mağlup olan;
Hırslarıyla ve hınçlarıyla hareket eden insanların esiri iken
Bir başkasını yaşarken
Yanarak sönmek
Nefes almamak
Ölümü kabul etmek demek değil midir?
Hep kar üzerinde ayak izlerin
Eriyerek yok oluyorsun
Bir yaşam boyu erimen ne üzücü!
Kumsala bir yazı yazmak ve dalgaların yazıyı silip götürmesini izlemek ve görmek gibi
Acı gerçek böylece yüzümüze vuruyor.
Ne büyük hüzün!
Aşkta sürekli yetersiz
Tevhidi kıble etmekte kararsız
Karar vermekte tereddütlü
Acıklı bir hal!
Maalesef!
Bu durumda birbirimize söyleyecek hiçbir şeyimiz yok
Sana verilen en büyük hediye var edilmen iken
Var olanlardan aldığın miras şefkat iken
Ruhunun sana söylediği dürüstlük, huzur ve sevgi iken
Oysa!
Olmak, var olmak, en büyük mücadelen olmalı idi, değil mi?
Sömürülmeyi bir tarafa bırakarak
İkinci bir hayatının olmadığını görerek
Yaşadığın hayatın karşılığını almak için.
Esasında
Sen de yaşamak, var olmak, “olmak” istiyorsun
Hadi yok olma
Boşluktan çık
Hür ol
Birey ol
Ümitle çabala
Artık akışına bırakmadan
Önyargısız
Yüreğinle
Sezgilerinle…
Hadi!
Ruhunun derinliklerinde, sevgisizlikten kendine yaptığın zulmü sonlandır.
Korku ile hakikatten uzaklaşmayı artık bırak.
Kederli kalabalıkların ne siteminden ne okundan ne de kininden kork.
İhtirasın merhametsizliğinden, köleliğinden aşkın hürriyetine koş.
Gel!
Sen de artık var olmadan yok olma
Yok olmayı, yok saymaya devam edenlerden de olma
Diğerlerine benzeme, çizgilerinden taşarak yaşa
Hiçliğin tam ortasında
Sonsuzluğa susamış, dolu bir gülümseme ile…